ISSN: 2147-8724
Ankara Araştırmaları Dergisi - Ankara Araştırmaları Dergisi: 11 (2)
Cilt: 11  Sayı: 2 - 2023
1.
Editörden
From the Editor
Mehtap Türkyılmaz, Alev Ayaokur
Sayfa I

HAKEMLI MAKALE
2.
Polatlı’da Nüfusun Gelişimi ve Mahallelere Göre Yoğunluk Analizi
A Population Development and Density Analysis of the Neighborhoods of Polatlı (Ankara)
Bayram Tuncer, Tahir Tuncer
doi: 10.5505/jas.2023.87609  Sayfalar 161 - 183
Çalışma, Cumhuriyet Dönemi’nde Polatlı ilçe nüfusunun zamansal gelişimini, değişim seyrini ve mahalleler bazında nüfusun mekânsal dağılışını, yoğunluklarına göre analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede Polatlı nüfusunun miktarı, artış hızı, kırsal ve kentsel durumu, yaş ve cinsiyet yapısı, göçler ve mahalleler bazında nüfus yoğunluğunun tarihsel süreç içerisinde değişimi incelenerek nüfusun sosyoekonomik durumu değerlendirilmiştir. Polatlı nüfusuna ilişkin 1935-1960 yılları arası veriler Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından yayımlanmış olan basılı dokümanlardan; 1965-2000 yılları arası TÜİK Genel Nüfus Sayımı verileri, 2010-2022 yılları arasındaki veriler ise TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) üzerinden temin edilmiştir (TÜİK, 2023). Elde edilen nicel veriler Microsoft Excel programında tablolara dönüştürülerek grafiklerle desteklenmiştir. Mahallelere göre nüfus yoğunluğu “Kernel Density Metodu” kullanılarak analiz edilmiş ve ArcGIS 10.9 programında haritalamalar yapılmıştır. Polatlı’nın, askerî, eğitim, ulaşım, tarım, sanayi ve ticaret gibi şehirsel fonksiyonlarının gelişmiş olması ve bu duruma bağlı olarak yıllar içerisinde nüfusunun sürekli artması, sosyoekonomik açıdan il standartlarında bir seviyeye gelmesini sağlamıştır. Polatlı’nın, mevcut fonksiyonlarıyla gelecek dönemlerde de göç veren değil göç alan bir şehir olma özelliğini koruyacağı görülmektedir.
This study aims to analyze the relative development of the population of the District of Polatlı during the Republic Period. It also considers how change occurred in the neighborhood according to the spatial distribution of the population. This population is assessed in the study in terms of numbers, rate of increase, rural and urban conditions, age and gender structure, and the change of population density, according to neighborhood, due to twenty-five years of migration. The socioeconomic status of the population is also evaluated. Population figures in Polatlı between 1935 and 1960 were obtained from printed documents published by the State Institute of Statistics (SIS), and from data gathered from general censuses taken by TurkStat between 1965 and 2000. Data between 2010 and 2022 was obtained from the TurkStat (TurkStat, 2023) Address Based Population Registration System (ABPRS). The quantitative data obtained was converted into charts using the Excel program and supported with graphics. Population density according to neighborhood was analyzed using the “Kernel Density Method”, and maps were produced made using the program: ArcGIS 10.9. Due to consistent yearly population increase in Polatlı, as well as the district playing an increasingly important role in terms of the military, education, transportation, agriculture, industry, and trade, Polatlı has achieved provincial standards in socioeconomic terms. It is believed that the district will attract more immigrants in the future.

3.
Gordion’un Orta Çağ Dönemi Sırlı Seramikleri
Medieval Glazed Ceramics From Gordion
Billur Tekkök Karaöz, Deniz Tamer, Ebru Tamer
doi: 10.5505/jas.2023.97720  Sayfalar 185 - 226
Çalışmanın konusunu, Frigya’da yer alan Gordion’un ST (South Trench – Güney Yamaç), A4 (Area 4 – Alan 4) ve Op. 54 (Operation 54) açmalarından ele geçen sırlı seramikler oluşturmaktadır. Çalışmada yöntem olarak her bir açmanın ayrı ayrı buluntu dökümü yerine sır ve bezemelerin gösterdiği teknik özellikler altında form özelliklerine göre gruplandırma tercih edilmiştir. Ele alınan buluntularda belirtilenen seramik gruplarının hamur yapısı olarak benzer olanlarının form bakımından da kendi içinde tutarlı olduğu izlenmektedir. Form olarak Amorium Yukarı Şehir, Karacahisar Kalesi ve civarı, Anaia, Pergamon, Ephesos buluntuları ile de yakınlık gözlenmektedir. Ele geçen seramiklerin üretim yerleri konusunda daha ayrıntılı analizler gerekmekle birlikte, Gordion ve yakın coğrafyasının hem hammadde hem gelenek olarak üretici olma potansiyeli yüksektir. Gordion kazılarında ortaya çıkarılan kontekstlerden ele geçen seramik buluntuları, Beylikler Dönemi’ndeki yerleşimin konumu ve kullanım amaçları hakkında birçok veri elde edilmesini sağlamaktadır. Bu veriler üzerinden Gordion yerel halkının sosyoekonomik kimliğinin incelenmesi makalenin amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın ana önceli Gordion’da Geç Antik Dönem’den sonra görülen kronolojik boşlukların (hiatus) belirlenmesi ve söz konusu iskân sürekliliğinin Beylikler Dönemi’ne ait kap formları üzerinden kesin kronolojisinin saptanması sorunsalıdır.
This paper aims to present glaze ceramics recovered from ST (South Trench), A4 (Area 4), and Op.54 (Operation 54) trenches of Gordion in Phrygia. As a working method, instead of casting the finds of each trench separately, grouping them according to form characteristics under the technical features indicated by the glazes and decorations was preferred. It is observed that the ceramic groups discussed in this study are similar in terms of fabric and form. There is also a similarity with the finds from Amorium Upper City, Karacahisar Castle and its surroundings, Anaia, Pergamon, and Ephesus. Although more detailed analysis is required regarding the production locations of the ceramics discovered, Gordion and its nearby geography have a high potential to be a production center. Pottery sherds unearthed from the contexts of Gordion excavations enable us to obtain data about the location and purposes of use of the settlement in the Principalities Period. The article’s purpose is to examine the socio-economic identity of the local people of Gordion through this data. The main premise of the research is the problem of determining the chronological gaps (hiatus) seen after the Late Antique Period in Gordion and determining the exact chronology of the settlement continuity through the vessel forms belonging to the Principality Period.

4.
20. Yüzyıldan Günümüze Bir Kentsel Doğa Parçası: Papazın Bağı
A Piece of Urban Nature from the 20th Century to the Present: Pastor’s Vineyard
Başak Tükenmez, Buse Ezgi Sökülmez
doi: 10.5505/jas.2023.73792  Sayfalar 227 - 250
Araştırma, nitelikli bir doğal koruma alanını ve ticari bir işletmeyi içeren doğa parçası Papazın Bağı’nın, 20. yüzyılın başından günümüze mikro tarihinin, şekillenme ve dönüşüm süreçlerinin ‘kentsel doğa’ kavramı çerçevesinde derinlikli bir incelemesini ve değerlendirilmesini yapmayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, bağ ve bağ evi yaşamının Kuloğlu ailesi tarafından terk edildiği ve kentleşmenin etkisiyle alanın kentsel doğa karakteri kazandığı 1960’lı ve 1970’li yıllar dönüm noktası olarak kabul edilerek Papazın Bağı mikro tarihi iki aşamada ele alınmaktadır. Birinci aşamada bağ ve bağ evi kültürü, ikinci aşamada kentleşme ve kentsel doğa ekseninde, Papazın Bağı kentsel doğasının günümüze kadar olan değişim ve dönüşüm süreçlerini meydana getiren etkenler, aktörler ve olaylar; buna bağlı olarak insan, yapılı çevre ve doğanın karşılıklı etkileşimleri ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda, Papazın Bağı kentsel doğa parçası, çok aktörlü bir örneklem ve laboratuvar olarak ele alınarak insan, kültür ve kenti doğaya karşıt kavramlar olarak konumlandıran anlatıların ötesine geçilmeye çalışılmaktadır.
The study examines and evaluates the construction, micro-history, and transformation of an example of urban nature: Papazın Bağı (Pastor’s Vineyard). The area is an officially protected natural area and commercial enterprise which has represented the conceptual framework of ‘urban nature.’ since the beginning of the 20th century. The turning point in the history of the area is considered to be around the 1960s and 1970s, which is when the vineyard and vineyard house life was abandoned by the Kuloğlu family and the area kavgained the status, as part of the urbanization of the area, of a protected natural resource. The study tells the microhistory of Pastor’s Vineyard’s in two phases: first the story of the vineyard and vineyard house, and then the urbanization and urban nature process. The factors, actors, and events and, accordingly, the mutual interactions of culture, constructed environment, and nature that led to the transformations that occurred in the urban nature of Pastor’s Vineyard are explored in the two phases. The study can be seen as a discussion of Pastor’s Vineyard as a multi-factored laboratory sample, or a piece of urban nature that tries to go beyond the conventional narratives of nature being in opposition to the city and human culture.

5.
Sahne Arkasından Başrole: Ankara’nın Eski Endüstri Alanı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yeni Konser Salonu
From the Backstage to a Lead Role: Old Industrial District of Ankara and the New Concert Hall of Presidential Symphony Orchestra
Mehmet Saner
doi: 10.5505/jas.2023.26918  Sayfalar 251 - 278
Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yeni konser salonu ve koro çalışma binaları 2020 yılında özel bir etkinlikle açıldı. Böylece sadece konser salonunun otuz yıla yaklaşan proje ve yapım süreci sona ermekle kalmadı, aynı zamanda salonun bulunduğu alanın dönüşümü de en azından şimdilik tamamlanmış oldu. Bu çalışmanın amacı, konser salonunun bulunduğu alanın 19. yüzyıl sonlarından itibaren geçirdiği değişimleri Ankara’nın yakın tarihine ışık tutacak şekilde ortaya koyabilmektir. Bu anlatı kurulurken Ankara’nın neredeyse yoktan var edildiği, tamamen Cumhuriyet Türkiye’sinin modernleşme sahnesi olarak planlı bir biçimde kurulduğu ve dolayısıyla kentin son yüz yıllık tarihinin ardışık planlama süreçleri üzerinden yazılabileceği gibi kabuller çoğunlukla askıya alınacaktır. Alanın gelişimi kopuşlar yerine süreklilikler, plancı ya da tasarımcı tercihleri yerine mevcut koşulların gerektirdiği rasyonel kararlar üzerinden açıklanmaya çalışılacak ancak bu açıklamalar yetersiz kaldığı zaman askıya alınan üst anlatılara başvurulacaktır. Sonuçta, kentin en merkezi alanlarından biri olmakla ve kent için kritik işlevler yüklenmekle birlikte genellikle fark edilmeyen ve aslında kentin gündelik hayatında önemli bir yeri de olmayan bu alanın yeni konser salonuyla kentin önemli bir kültür odağı hâline gelme ihtimali tartışılacaktır.
The new concert hall of the Presidential Symphony Orchestra and the chorus practice halls in Ankara were inaugurated in 2020 at a special event. This marked not only the end of almost three decades of project development and construction, but the transformation of the site, at least for now. The aim of this paper is to consider the recent history of Ankara to reveal the changes that shaped have this site since the end of the 19th century. Certain assumptions that Ankara was built from scratch, or that it was systematically planned and constructed as part of the plans for the modernization of Republican Turkey, or that the history of the last century could be considered as part of subsequent planning processes, will mostly be suspended when constructing this narrative. The development of this area will be considered as a process of continuities, rather than ruptures, namely rational decisions necessitated by current conditions, instead of the mere whim of planners and/or designers; and suspended meta-narratives will be referred to only when such clarifications alaremain insufficient. In conclusion, it will be discussed if the possibility of turning this area, which has always been absolutely central in the urban fabric and has always been assigned crucial functions for the city, yet never even recognized nor been an indispensable component of everyday life, can have formed the new cultural focus of today’s Ankara.

6.
Ankara’dan Söz Eden Şarkılarda Yer Bağlılığı: Türkçe Pop Müziğin Yaygın Bir Klişesi
Place Attachment in Songs Mentioning Ankara: A Prevailing Cliché of Turkish Pop Music
Berkay Orhaner
doi: 10.5505/jas.2023.80774  Sayfalar 279 - 292
Çalışma, Türkçe pop müzik türündeki şarkılarda Ankara’ya yönelik geliştirilen yer bağlılığının nasıl algılandığını anlamayı amaçlamaktadır. Çalışmanın konusunu oluşturan Ankara ile ilgili pop müzik türündeki şarkıları belirlemek için amaçlı örnekleme yaklaşımına uygun olarak belirli kısıtlamalar kullanılmıştır. Saptanabilen otuz şarkı sözü arasında tekrarlanan içerik ve örüntüler, tümevarımsal tematik analiz yöntemiyle saptanmıştır. Elde edilen veriler, yer bağlılığı kuramı kapsamında değerlendirilmiştir. Veri kümesinde yer alan şarkı sözleri arasında oldukça belirgin düzeyde tematik benzeşimler görülmektedir. Yaygınlık sırasına göre saptanan dokuz tema, üzgünlük, uzaklık, yalnızlık, kar ve yağmur, gece, grilik, soğuk, sarhoşluk ve denizsiz olma olarak isimlendirilmiştir. Her şarkının ortalama olarak 4,3 temayı içerdiği, dolayısıyla şarkıların tematik olarak büyük oranda benzeştikleri saptanmıştır. Şarkıların çoğunluğuna egemen olan yaygın temalar, Türkçe pop müzikte, sözlerinde Ankara geçen şarkılarda ağırlıklı olarak olumsuz yer bağlılığının örnekleri içerdiğini göstermektedir. Türkiye’deki kültür endüstrisinin İstanbul merkezli olması ve Ankara hakkındaki yaygın temaları tekrar eden şarkıların klişe hâline gelmesi, Ankara hakkında olumsuz yer bağlılığı algısı içeren şarkıların yaygın olmasının nedenleri arasında değerlendirilmiştir. Çalışmanın Türkiye’de kent kültürü çalışmalarına ve yer bağlılığı-müzik etkileşimi hakkındaki yazın boşluğuna katkı sunması beklenmektedir. Çalışma, nitel araştırma tasarımına bağlı olarak, sonuçların öznel yorumlanması ve araştırma sahasının yetersiz temsili konusunda sınırlılıklar içermektedir.
This study aims to understand how place attachment towards Ankara is considered in Turkish pop music songs. In order to determine which pop music songs mention Ankara, certain restrictions were applied as part of the sampling stage of the study. The data set was comprised of thirty songs, which were analyzed according to the inductive thematic analysis method. The obtained data was evaluated within the scope of place attachment theory. Repetitive content and patterns showed that nine themes were inclusive across the dataset. In order of prevalence, these themes were entitlement, sadness, distance, loneliness, snow and rain, night, gloom, cold, drunkenness, and longing for the sea. Each song comprises and average of 4.3 themes and demonstrates clear thematic similarities between the songs. The common themes that dominate the majority of Turkish pop songs about Ankara are examples of negative place attachment. The negative place attachment towards Ankara among Turkish pop music songs is discussed with consideration of Istanbul-based culture industry, and the reproduction of cliché based on the repetition of common themes about Ankara. The study is expected to contribute to the literature gap on urban culture studies and highlight the topic of attachment-music interaction in Turkey. Depending on qualitative research design, the study is limited in terms of the subjective interpretation of results and underrepresentation within the field of research.

7.
Edimsel Topoğrafyada Kırsaldan Kentsele: Karakusunlar’ın Dönüşümünü Haritalamak
A Movement from Rural to Urban in Performative Topography: Mapping the Transformation of Karakusunlar, Ankara
H. Nur Özkan Öztürk
doi: 10.5505/jas.2023.24993  Sayfalar 293 - 319
Çalışma, topoğrafyanın kentsel çevredeki belirleyici rolünün değişen konumuna odaklanmaktadır. Son dönemlerde, Ankara’nın kentleşme sürecinde de gözlenen, kentleşme pratiğinde topoğrafyaya karşı ilgisizlik veya umursamazlık önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Özgün yer formu ve ilişkili su yapıları kapsamındaki kent topoğrafyası ile yapılı çevre arasındaki ilişkinin koptuğu gözlenmektedir. Bu bakımdan çalışmanın ana amaçlarından birisi kentleşme sürecini fiziksel, kültürel ve tarihsel topoğrafya kapsamında araştırmaktır. Topoğrafyanın mekân ifade edebilme yetisi ve bunun dönüşümü, Ankara’daki seçili alan olan Karakusunlar ve çevresi üzerinden incelenmiştir. Ankara’nın belirgin yer formu karakterini temsil edebilmesi açısından seçilen alanda yürütülen çalışma, alanın 1930’lu yıllardan itibaren coğrafi, mekânsal ve kültürel yönlerden dönüşümünü ve kentleşmesini ayrıntılı olarak analiz etmektedir. Topoğrafyanın fiziksel ve kültürel dönüşümünü anlamak için alanın tarihini ve bu mekânda yaşanan deneyimleri araştırmak önemlidir. Coğrafyanın bellekte bıraktığı izler, yaşanılan farklı dönemlerde nasıl kullanıldığı ve arazide yaşayan kişilere ne ifade ettiği açısından önemli katmanlardan biridir. Bu bağlamda, tarihî haritalar üzerindeki bulgular ve yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler yoluyla Karakusunlar’ı içeren alanda yaşamış kişilerle yapılan saha çalışması birlikte sunulmuştur. Saha çalışması ve haritalama sürecindeki ana odak noktaları alanın yer şekli, alandaki su elemanları, bu unsurlara yapılan müdahaleler, mekâna ilişkin özellikleri, toponimler aracılığıyla mekânın kimliğinin yorumlanması ve Karakusunlar bölgesindeki topoğrafik ve mekânsal dönüşüm sürecinin haritalanmasıdır.
This study is focused on topography and its changing role in determining urban environments. An increasing indifference and neglect towards topography in urban planning practices has recently been observed, and this trend can also be seen in Ankara’s urbanization process. The current state of the city, in terms of its unique topography and related waterscape, represents a disconnection from the built environment. In this context, one of the primary objectives of this study is to investigate the process of urbanization within the framework of physical, cultural, and historical topography. The capacity of topography to define both a place and its transformation is examined through the selected area of Karakusunlar, Ankara, and its surroundings. The conducted research on the Karakusunlar area, which represents the distinctive landform character of Ankara, analyzes the geographical, spatial, and cultural transformation of the district, as well as its urbanization, from the 1930s onwards. It is crucial to investigate the history of the site and related experiences in order to comprehend the physical and cultural transformation of topography. The traces left by geography in collective memory are significant layers in terms of how they were used and what meaning they have for locals during different time periods. In this context, this is a field study of Karakusunlar based on findings from historical maps and semi-structured in-depth interviews with individuals who have lived in the area. The main areas that the field study focuses on are landforms, water elements of the area, interventions made to these elements, the spatial attributes of these interventions, the interpretation of place identity based on toponyms, and the mapping of the topographical and spatial transformational process in the Karakusunlar area.

GÖRÜŞ YAZISI
8.
Atatürk Orman Çiftliği’nin Mekânsal Planlanmasında Yönetişim Yaklaşımı
A Governance Approach to the Spatial Planning of Atatürk Forest Farm
Damla Özdemir, Çiğdem Varol
doi: 10.5505/jas.2023.70883  Sayfalar 321 - 347
Çalışmada, Atatürk Orman Çiftliğine (AOÇ) ilişkin kentsel politikaların belirlenmesi ve mekânsal planlama ve uygulamalarının gerçekleştirilmesinde, iyi bir yönetişim sürecinin nasıl kurulması gerektiğinin tartışılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda ilk aşamada, karmaşık sistemler ve mekânsal planlamada yönetişim kavramları ele alınmıştır. İkinci aşamada, mevcut yazın taraması ve çeşitli kurumların arşiv araştırmalarından faydalanılarak, AOÇ’nin 1925-2022 yılları arasında geçirdiği dönüşüm süreci, tarihsel, mekânsal, yasal ve yönetsel açıdan gerçekleşen kırılma noktaları üzerinden üç farklı dönemde incelenmiştir. Her bir dönemde alanla ilgili devir/satış mevzuatları, kiralama faaliyetleri gibi arazilerin elden çıkarılmasına ilişkin uygulamalar, imar planları, plan değişiklikleri, sit kararı değişiklikleri, kentsel dönüşüm ve yenileme alanı ilan edilme kararları ile mekânsal müdahaleler, bu müdahalelere katkıda bulunan aktörler ve yaşanan dönüşümler irdelenmiştir. Üçüncü ve son aşamada ise, AOÇ’nin mekânsal gelişimine ve dönüşümüne yönelik karar süreçlerinde nasıl bir yönetişim yaklaşımı geliştirilmesi gerektiğine ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur.
The aim of this study is to discuss how an effective governance process should be established for Atatürk Forest Farm’s (AFF) urban policies, spatial planning, and the implementation thereof. The first stage of the process is to discuss complex systems and governance concepts in spatial planning. In the second stage, the transformation process of AFF between 1925 and 2022 was analyzed in three different periods through considering existing literature and the archival research of various institutions in terms of key historical, spatial, legal, and administrative matters. In each period, a number of practices were examined, namely: transfer/sale legislation related to the area; practices, such as leasing activities, zoning plans, and planning changes regarding the disposal of land; decisions related to protected areas and urban transformation; spatial interventions made regarding renewal areas; and actors contributing to these interventions and the transformations experienced. In the third and final stage, solutions are proposed for how a decision process approach should be developed for the effective governance in the spatial development and transformation of AFF.

LookUs & Online Makale